3N, 1K

Salı, Ekim 25, 2005

Digicom fazla digital geldi!

Bir tüketici olarak günlük yaşamımızda o kadar farklı tüketici/müşteri yaklaşımı ile karşı karşıya kalıyoruz ki sormayın gitsin. Tüketici/müşteri ile ürün ya da hizmetiyle bir şekilde temas eden her kurumun bu temas noktalarında belli standartları olmalı diye düşünüyorum.

Teknoloji kullanımı çok önemli ama herşey teknoloji kullanımı ile de olmuyor. Ne yaptığını, nasıl yaptığını, kime yaptığını ve en önemlisi neden yaptığını bileceksin. Bunları bilmiyorsan sadece kulaktan dolma, "bak onun var, benim de olsun" diyerek yapıyor ve altından kalkamıyorsan hiç yapmayacaksın. Bir de tabii ucuzculuktan bahsetmek lazım, bu aslında uzun bir konu ama kısa tutalım "ucuz etin yahnisi" desek anlaşılıyor değil mi?

Şimdi ben bunları neden söylüyorum derseniz cevabı; Digicom firmasının web sayfasında bilgi almaya çalıştıktan, yetmedi çağrı merkezini arama teşebbüsünde bulunduktan sonra son çare olarak info@digicom.com.tr adresine gönderdiğim aşağıdaki mesajda bulacaksınız.

Not: Mesajım hala okunmadı (read receipt request) ve doğal olarak da bir geri dönüş yok :))

C. Bulent Büyükaycan
Çünkü sizin de söyleyecek sözünüz var!...


-----Original Message-----
From: C. Bülent Büyükaycan [mailto:cbulent@yenistrateji.com]
Sent: Monday, October 24, 2005 5:53 PM
To: 'info@digicom.com.tr'
Subject: Ürünleriniz hakkında bilgi almak istiyorum

Merhaba,

Hard diski de olan yeni uydu alıcısı ürününüz ile ilgili bilgi almak için önce web sitenizi ziyaret ettim.

Bir site ancak bu kadar kötü tasarlanabilir. Bu siteler gösteriş için yapılmıyor ki, tüketici gelsin bilgi alsın diye yapılıyor. Sizin sitenizde ise tüketicinin ne yapmak istediğinin bir önemi yok, siz ne yapmak istiyorsanız onu yapıyorsunuz. Bu siteyi tasarlayan arkadaşlardan rica ediyorum siteye girip bir ürün hakkında bilgi almaya çalışırlar mı? Bakalım neyle karşılaşacaklar?

Ürünle ilgili bilgilere gelince, her başlığın karşısında bir soru işareti var, bu ne demek ben anlayamadım o nedenle de sizi arayarak adam gibi bir ürün broşürü var mı, varsa bir adet alabilir miyim diye sormak istedim. Çağrı merkezinizi aradım, çağrı merkezi numaranız -2 kez üst üste- hattı açtı beni karşıladı ve ardından telefonu yüzüme kapadı. Yine başarılı olamayınca bu sefer bu mesajı yamaya karar verdim.

Şimdi sizden -tonla para vererek reklam yaptığınız- yeni ürününüzle ilgili detaylı bilgi alabilmek istiyorum. Bu mesajın Digicom'da bir yetkiliye ulaşacağını umarak yazıyorum, umarım ulaşır.

C. Bülent Büyükaycan

Perşembe, Ekim 20, 2005

Digiturk reklamında kafama takılan şey!

Digiturk'ün yeni reklamında bir şey fark ettim, belki siz de fark ettiniz, bilemiyorum.

Hani ünlülerin oturduğu bir koltuk var ya...koltuğun bir tarafına televizyon monte edilmiş, sırtınızı yaslayarak koltukta rahat rahat televizyon seyrediyorsunuz. Koltukta oturanların elinde de bir kumanda. Kumanda tabii ki Digiturk kumandası ve ünlüler kumandayı televizyona tutarak kanal değiştirdiklerini, televizyon değil Digiturk seyrettiklerini anlatıyorlar, ballandıra ballandıra.

Tabii ki reklamda ne denmek istediğini, espriyi v.s. her ne ise yapılmak istenen anlamadım değil ama benim anlayamadığım Digiturk kumandasını televizyona tutarak nasıl kanal değiştirildiği oldu? O kumandadan bende istiyorum, Sinan Çetin beni duyuyor mu acaba?

C. Bulent Büyükaycan
Çünkü sizin de söyleyecek sözünüz var!...

Salı, Ekim 11, 2005

Cep manya!

Cep telefonu kullanımı değil bu manya! Cep telefonu satınalma manyası!

Öyle enterasanlıklarla karşılaşıyorum ki inanmakta güçlük çekiyorum. Neye inanamıyorum, insanların üstlerine başlarına alacak paraları yokken tonlarca parayı, piyasaya yeni çıkmış, son model telefonlara yatırmalarına inanamıyorum. Bu nasıl bir şeydir, gelişmekte olan bir ülke olmamız mıdır neden? Gösteriş midir? Üstünde başında yokken pahalı telefon kullanıyor olmak ne gibi bir sınıf atlatır insana? Üstünde başında olsa da, sadece arama özelliği dışında hiçbir özelliğini bilmiyor ve kullanmıyorsan o telefonu almanın nasıl bir anlamı ve manası olabilir?

Sorular bu şekilde uzayıp gidiyor kafamda ve tabii ki de bazılarının cevaplarını biliyor ya da tahmin edebiliyorum, ancak bu olacak iş midir? Bu AB'ye girmek bizi bu gibi dertlerden kurtaracak mıdır, mesela?

Yabancılarda durum nedir bilemiyorum ama kesin olan bir şey var ki, bu işten en karlı çıkanlar bizim gibi ülkelere telefon satanlardır.

Hani bir laf vardır ya, "Ayranı yok içmeye, tahtırevan ile gider ........." sanırım bu bizim durumumuza cuk oturuyor.

C. Bulent Büyükaycan
Çünkü sizin de söyleyecek sözünüz var!...

Cuma, Ekim 07, 2005

Garanti'den ne bekliyorum?

Internet bankacılığı başladığından bu yana Garanti'yi kullanıyorum ve son derece memnunum. İki farklı bankanın daha internet bankacılığını kullanıyorum ve onları da çok iyi biliyorum. O nedenle de rakipleri ile kıyaslama konusuna girmek dahi istemiyorum.

Gara
nti'yi sıklıkla kullanıyorum, son derece başarılılar, yenilikçi uygulamalarla kendilerini geliştiriyorlar da ancak benim istediğim uygulama hala yok.
Garanti şöyle birşey yapsa: Şifremi de yazdıktan sonra açılan ilk sayfada hesaplarımla ilgili -sayfaya son girdiğimden bu yana- gerçekleşen işlemleri listeleyerek hesap bilgilerimi son hali ile bana verse, mesala...

Böylelikle, hesabıma para mı yatmış, ödeme talimatlarımdan ISKI'ye 30milyon mu ödenmiş, kredi kartı ödemem mi otomatik olarak hesabımdan çekilmiş, tüm bunların sonunda hesabımın durumu ne olmuş? anında görebilsem.

Sanki süper bir uygulama olur gibi geliyor. Çok zor birşey mi istiyorum acaba?

C. Bulent Büyükaycan
Çünkü sizin de söyleyecek sözünüz var!...

Salı, Ekim 04, 2005

Tefal şaşırttı...

Bedava hizmet verilmesine alışık olmadığımızdan olacak Tefal beni gerçekten şaşırttı. Hani bazı markalar vardır, reklam yapar, atar tutar ondan sonra hizmete ihtiyacınız olduğunda arayın ki bulasınız.

Yıllar önce aldığımız Tefal pilav pişiricisinin teflon tenceresi neredeyse kullanılmaz bir hale gelmişti. Çünkü inanılmaz çok kullanıyoruz bu aleti. Hani yeri gelmişken bu aletten söz etmem lazım ama özetle ve diyorum ki, evinde Tefal pilav pişiricisi olmayan arkadaşlar; mutlaka bu pişiriciden alın. Bizim bugüne kadar tüm nimetlerinden faydalandığım tek elektrikli ev aleti sanırım bu pişiricidir.

Her neyse, sonuçta bizim bu pişiricinin teflon tenceresini değiştirmemiz gerekiyordu. Ne yapmamız gerekir diye düşünürken müşteri hizmetlerine bir mail attım ve "böyle böyle, biz bu aletin tenceresinden almak istiyoruz, nereden alabiliriz ve nasıl alabiliriz?" dedim. Sanırım 24 saat geçmedi bir mail geldi ve mailde ilgili ismi "lütfen bizimle temasa geçin" deniyor. Ben de mesajı eşim ilgilensin diye ona ilettim. Eşimde fırsat bulup mesajla ilgilenememiş ve konu bizim gündemimizden çıkmışken "Su uyur Tefal Müşteri Himzetleri uyumaz" misali, iş onların gündeminde ve takipteler. Bir mesaj daha geldi bana "bu konu ile ilgili size yardımcı olabilmek istiyoruz lüfen bize geri dönün." diyordu.

Artık öyle bir noktadayız ki dönmesek ayıp olacak, ben mesajda ismi yazılı yetkiliyi aradım. Konuyu anlattım ve bana hemen bulunduğumuz yere yakın servisin bilgilerini verdi, "siz pişiriciniz ile birlikte gidin, size yardımcı olacaklar dedi". Ben de "siz servisle konuşursanız ellerinde var mıdır, ücreti nedir? beni bilgilendirirseniz sevinirim" dedim. Beş dakika sonra Tefal yetkilisi beni aradı ve "Teknik bir konu olmadığı için teknik servise gitmenize gerek yokmuş, biz tencerenizi adresinize gönderiyoruz" dedi. Nasıl yani......"peki ücreti nedir? dedim. Herhangi bir ücret ödemeyeceksiniz, en geç 2 gün içinde elinizde olur, adresinizi alabilir miyim" dedi. İnanılır gibi değil, şaşırmamak mümkün mü? Gerçektende, zarar görmemesi için oldukça özenle paketlenmiş koca bir kutu, tam 1 gün sonra bana teslim edildi.

Eşimin tüm bu olanlardan, benim Tefal'le görüşmelerimden haberi yoktu. Kutuyla akşam eve gittiğimde önce kutunun ne olduğunu merak etti. Ardından "muhteşem pişiricimizin" yepyeni tenceresini görünce ve olanları anlatınca oldukça şaşırdı, "gerçekten mi" dedi ve inanamadı.

Biz ürünü nasıl temin ederiz derken, ürün kapımıza kadar teslim edilmiş ve teslimat da dahil olmak üzere hiçbir ücret alınmamıştı. Tefal pilav pişiricimiz yeni tenceresi ile sanki ilk alındığı günkü gibi, pırıl pırıl parlıyordu.Şimdi gelin de şaşırmayın, gelin de bu markaların nasıl marka olduklarını ve nasıl sapa sağlam durduklarını anlamayın.

İş, sadece CRM yazılımı almakla bitmiyor maalesef!


C. Bülent Büyükaycan
http://cbulent.blogspot.com/
Çünkü sizin de söyleyecek sözünüz var!...