3N, 1K

Pazartesi, Temmuz 03, 2006

Yolların Karanlığı ve uyarılar

Geçen akşam geç saate araba ile Levent'ten Maslak'a doğru ilerlerken bir yol yapımı sırasında yolun bu kadar karanlık olabileceği -muz cumhuriyetinden sonra- tek ülke olduğumuzu düşündüm.

Inanılmaz bir şey, gerçekten insanın aklı almıyor. Bizim trafik kazalarında dünyanın 1 numara ülkesi olmamız gerekli. Çünkü bu yollar ve akılla, olan kazanın 100 katını yaşıyor olmalıyız. Ancak özellikle İstanbul'lu şöförler o kadar alışıklar; yolların bir gece de kazıllıp metrelerce derinlikte çukurlar açılmasına, yol yapımı diyerek bir tane fosforu gitmiş ok ile yolun daraltılmasına, koskoca 4 şeritli yolun bir anda tek şeride herhangi bir uyarı olmadan indirilmesine, yolun ortasında kazılan çukurun görülmesi için önüne kaldırım taşı konmasına, yolun kapalı olduğunu yolun sonuna geldiklerinde anlamaya ve daha birçok insan üstü yeteneğe, görgüye ve bilgiye...

Evet geçen akşam gördüklerim sanırım muz cumhuriyetinde görülecek cinstendi. Yol, Harp Akademileri'nin olduğu yerden daralmaya başlamış, oralara beton tamponlar konmuş, uyduruktan incecik demirlerin üzerinde sallanan renkleri solmuş, fosforu gitmiş kırmızı oklar ve yol sağdan sola doğru 2 şerit bu şekilde taşınıyor. Yağmur yağıyor, görüş zorlaşıyor ve ortada yolun 2 şerit taşındığını anlayabilmenizi sağlayacak -insan hayatına değer verilen bir ülkede olması gerektiği gibi- hiçbir uyarı, yönlendirme vb. yok. Bu yetmezmiş gibi yolun doğru dürüst bir aydınlatması da yok.

Yaşıyoruz ama nasıl yaşıyoruz....inanın, inanmak çok zor!

Bunun adı saygısızlık, terbiyesizlik falan değil, bunun adı iş bilmezlik. Muhakkak söylenecek çok söz var ama benim dün yeterince canım sıkıldı ülkemizin haline. Üstelik bu yaşananlar Istanbul gibi bu ülkenin en büyük, en gelişmiş şehrinde ve en gelişmiş olması gereken muhitlerinden birinde yaşanıyorsa benden bu kadar....ama sizin söyleceklerinizi ve ekleyeceklerinizi bekliyorum.

C. Bülent Büyükaycan
http://cbulent.blogspot.com/
Çünkü sizin de söyleyecek sözünüz var!...